Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Heybetli ve gururlu duruyor. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Tepede bir tapınak. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Biraz ileride büyükçe bir alan. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Sağ, sol eski yapı. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. 18. ",. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Regensburg’da. Ludwig’in kalıtı. Sislerin ardında güneş. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Hepsi de küçük ve sevimli. Büyük bir Yunan tapınağı. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Kendine vadiler açıyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Orada bir heykel. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. . Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. . Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Yamaçlarda üzüm bağları. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. . İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Her şey tablo gibi. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. . Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne.

Tuna kıyısında bir gün...

mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Orada bir heykel. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. . İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Kendine vadiler açıyor. . Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. 18. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Sislerin ardında güneş. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Tepede bir tapınak. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. . Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Biraz ileride büyükçe bir alan. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. . 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Regensburg’da. Sağ, sol eski yapı. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. ",. Her şey tablo gibi. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Ludwig’in kalıtı. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Hepsi de küçük ve sevimli. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Büyük bir Yunan tapınağı. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Yamaçlarda üzüm bağları. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Heybetli ve gururlu duruyor. Regensburg, 2000 yıllık bir kent.