. Küreselleşme sonucu ulus devlet duvarları gevşeyince ortaya çıkan göçler bütün ulus-devletleri heterojen hale getirdikçe, ulus devletler içinde iki siyasi damar yükseldi. Ulus-devletin kendilerine ait olduğunu düşünen kesimler ulus devletin kuruluş hikayelerine sarılıp yeni bir milliyetçiliği teşvik ederlerken, bu ulus devlete sonradan gelen ya da ulus devlet kurulurken azınlık olan kesimler ise yeni bir demokratlığı aramaya soyunmuş durumdalar. Bunlardan biri “milliyetçi” diğeri ise “demokrat” olarak adlandırılabilir. Bizde ulus-devletin sahipliği üzerinden de gitse Siyasal İslam ve Laik kesim “milliyetçi”, Kürtler ve Aleviler ise kendi taleplerinin de kabul edilebileceği daha “demokratik” bir siyaset arayışı içindedirler. Bizdeki gerilimin katmanlı görünmesi de bu yüzden. Ulus-devletler arasında bugün hissedilen siyasi gerginliklerin ana nedeni de bence bu.
Ulus-devletin kendilerine ait olduğunu düşünen kesimler ulus devletin kuruluş hikayelerine sarılıp yeni bir milliyetçiliği teşvik ederlerken, bu ulus devlete sonradan gelen ya da ulus devlet kurulurken azınlık olan kesimler ise yeni bir demokratlığı aramaya soyunmuş durumdalar. Bunlardan biri “milliyetçi” diğeri ise “demokrat” olarak adlandırılabilir. Ulus-devletler arasında bugün hissedilen siyasi gerginliklerin ana nedeni de bence bu. Küreselleşme sonucu ulus devlet duvarları gevşeyince ortaya çıkan göçler bütün ulus-devletleri heterojen hale getirdikçe, ulus devletler içinde iki siyasi damar yükseldi. Bizdeki gerilimin katmanlı görünmesi de bu yüzden. . Bizde ulus-devletin sahipliği üzerinden de gitse Siyasal İslam ve Laik kesim “milliyetçi”, Kürtler ve Aleviler ise kendi taleplerinin de kabul edilebileceği daha “demokratik” bir siyaset arayışı içindedirler.